Milyarlarca insan yaşıyor dünya üzerinde, sayamayacağımız kadar farklı türde canlılar var peki ya, bu dünya kimin? Bazı insanlar, diğer canlılar yokmuş gibi davranmaktan asla vazgeçmiyor bazen yapılan zulümlere bile şahitlik ediyoruz. ‘’Dünya kimin?’’ diye sormamda ki sebep budur. Evimizde artmış yemeğimizi bile paylaşmaktan aciz bir hale geldiysek, yanıp kavrulduğumuz yaz günlerinde, onların ihtiyaçlarını göz ardı edebildiysek, düşünmek lazım acaba biz mi insanız yoksa onlar mı?
Dünya kendi malıymış gibi davranan, bencil insanlar ile dolup taşarken, bu kargaşada yaşama savaşı veriyor onlar. Yaz bir şekilde geçiyor, peki ya kış? Kalın postlarının altına, hiç mi soğuk işlemiyor bu canlıların? Hayvan barınakları ve gönüllü üyelerin yaptığı fedakârlıklar da, yeri geliyor yeterli olmuyor. Tüm bunların yanında, bizler yine sadece kendimizi düşünüyor, akşama, yarına hatta 3 gün sonrasına ne yiyeceğimizi planlıyoruz. Oysa sadece biraz bilinçlenmek, her iki tarafı da mutlu etmeye yeterken, sorunları da ortadan kaldırabilir. Hayat çok kısa, ne kadar yaşarsak yaşayalım, sonunda yine bu dünyaya veda etmek zorunda kalacağız hepimiz.
Yaşadığımız süreçte kendimiz için bir şeyler yaparken, ufak tefek jestler ile diğer canlıların ihtiyaçlarının karşılanmasında bizde emek sahibi olabiliriz. Sadece etinden ve sütünden yararlanılan canlılar besleniyor ve büyütülüyor. Burada bile kendimizi düşünüyoruz. Bir köpek beslemek için, ille de korunması gereken bir evimiz ve değerli eşyalarımız olmalı. Kedi besliyorsak, belki de etrafta fare olmasın diyedir. Görünen o ki beslediğimiz canlılar için de, aslında bir çıkar söz konusu. Sadece artan yiyecekler ile evinizin etrafında gezinen bu masum canlılar için, sizde bir güzellik yapabilirsiniz. İnsan olmak nefes almak, yemek, içmek, çalışmak ve gezmekten ibaret değildir. Paylaşmak güzeldir.
